|
DİN YERİNE FELSEFE H. İbrahim Türkdoğan
(Bu
metin ilk kez Temmuz 2011'de Bilim ve Ütopya'da
yayımlandı)
Pedagoji eğitim bilimidir, genel
olarak insanlar arası ve
özel olarak da çocuk ile erginler arası ilişki
bilimidir. Pedagoji insanı temel
yapısı itibariyle şekillendiren, yaşamını biçimlendirmede
kılavuz olan bir bilgi
yöntemidir, bir bilgilendirme bilimidir. Post-modern
çağda pedagojinin amacı
insanı mümkün olduğunca tarafsız
bilgilendirmektir. Pedagoji insanın içinde yaşadığı
sosyolojik koşulları
incelerken, psikoloji, felsefe ve diğer bilimlerden de yararlanır.
Çocuk
eğitiminde aile içinden başlayarak İlköğretim
Okullarında öğrenci-öğretmen
ilişkisinin temelini oluşturur. Batı ülkelerinde okul
öncesi ve okul dönemi süresi
için onlarca pedagoji çeşitleri son 60-70 yıl
içerisinde geliştirilip uygulanmıştır.
Kilisenin katı dinsel eğitiminden başlayıp demokratik hukuk devleti
pedagojisi,
anti-otoriter pedagoji, anti-pedagoji, serbest-pedagoji,
alternatif-pedagoji,
özgür-pedagoji, hümanist
Hıristiyan-pedagoji, liberter-pedagoji ve daha birçoklarına
kadar tüm pedagoji türleri ince detaylarına kadar
incelenmiş ve gündelik hayata
uygulanmıştır. Ebeveynler, öğretmenler, pedagoglar, uzmanlar
ve kurumlar
çeşitli denemeler, inceleme ve araştırmalar sonucu en
sağlıklı eğitim türüne doğru
tartışarak ilerlemişlerdir. Bu gelişmenin olumlu ve olumsuz yanlarını
tartışmak
ayrı bir konudur. SAF BİLGİ Din dersi tek
yönlüdür,
çocuğu
sadece belli bir yöne çeker,
bütün bir çocuk ruhunu bir noktaya
indirger,
bununla çocuğun düşün dünyasını
yoksullaştırır, ruhsal algılama ufkunu daraltır. Din dersinin amacı
çocuğu dindar yapmaktır. Bununla
öğrenciyi saf bilgiden uzaklaştırır, bilgilenmekten soğutur ve
giderek
bilgisizleştirir. Türkiye’de din dersi din dersi bile değil, Reel İslam
dersidir. Neden Türkiye hâlâ bir
bilgisizler toplumu olmaktan
kurtulamıyor, hatta her geçen gün daha da
bilgisizleşiyor? Reel İslam’ın
girmediği en ufak bir topluluk, bir grupçuk kaldı mı
Türkiye’de? Saf bilgiye dayanan felsefe, bireyi kendi özünden koparmaz, dolayısıyla bireyde kişilik dağılımı yaratmaz. Kişilik dağılımı ahlaksızlığa yol açar, bu da sağlıklı bir yaşamın tüm yollarını kapatır. Felsefe bireye aklını kullanmasını öğretir, bireyin düşünce yetisini zenginleştirir. Öğrencinin toplu kuralları ezberlemesine gereksinimi yoktur, ama kuralların ne işe yaradığını bilmeye gereksinimi vardır. Saf bilgi propaganda içermez ve beyin yıkamaz. ÖNERİ Bence din dersi
kaldırılmalı, yerine felsefe dersi sunulmalıdır.
Ve tüm öğretmenler pedagoji, psikoloji, felsefe
dersleri almalı, bu konuda
uzmanlar tarafından taslak hazırlanmalıdır. Ancak bu taslak
politikacılar
tarafından değil, tarafsız bilirkişiler tarafından
oluşturulmalıdır. Din tek yanlıdır, felsefe
tarafsızdır ve her bir tarafı
dikkate alır, din inandırır, felsefe
düşündürür, din din hakkında tek
yönlü bilgi
verir, felsefe hem dinler hakkında hem dinsizlik hakkında
bilgilendirir. Felsefe tüm
bilimlerin kökeni ve temelidir.
Felsefe her şeyi kapsadığı için, dinleri ve dinsel sorunları
da
içermektedir.
Felsefe yaşamı yaşamaya değer kılar, yaşamın asıl kılavuzudur,
çünkü insan
düşünendir, açıkçası: İnsan
düşünmeye
mahkûmdur. Düşünmek ve
düşündürmek
felsefenin esas görevidir. Felsefe sorar, din susturur. Felsefe bütün
dinleri kapsar, bununla da yetmez,
dinsizliği, ateizmi, ezoterizmi, deizmi, bilinemezciliği,
şüpheciliği,
Zerdüştçülüğü ve
diğerlerini. Ve felsefe ‘şu doğru şu yanlış’ demez,
sadece bilgilendirir, bağımsız
bilgi
verir ki, doğru kararı birey kendisi verebilsin. Felsefe tüm
bunları kapsadığı
için din dersi tamamen anlamsızdır.
|